21 Eylül 2007 Cuma

Düello

Elimde kitaplarla okuldan eve dönüyordum. Yolun sol tarafındaydım. Her gün önünden geçtiğim çöpün arkasında her zamanki gibi bir inek vardı. Yürümeye devam ettim. Ben adım attıkça inek de çöpün arkasından yola çıkıyordu. Durdum. İnek de durdu. Yolun sağındaki çocuklar ve az ötemdeki bakkal merakla ikimizi izliyordu. İnekle göz göze geldik. Ben hemen gözlerimi kaçırdım. Durmakla gitmek arasında kalmıştım. Ben adım atmaya yeltendikçe inek de hamle yapıyordu. Yol ya onun olacaktı ya benim. Üçüncü ihtimali aklıma getirmemeye çalışıyordum. Orada dikildikçe çocukların maskarası oluyorduk. Bu durum ineğin de hoşuna gitmiyordu. Yan yan bakıp ineği şöyle bir süzdükten sonra beni bir deli cesareti aldı ve yürümeye karar verdim. Yolu kaptıracağından korkarak o da ilerlemeye başladı. Birbirimize iyice yaklaşmıştık ki ben sıklaştırdığım adımlarımla fark atarak onun yolunu dikey kestim ve güvenli bölgeye ulaştım. Sonra da suratımdaki yarım gülümsemeyle arkama bakıp nabeeer dercesine gözlerinin ta içine baktım. Umursamaz bir tavır takınarak yolun karşısına geçti.

4 yorum:

melontheroad dedi ki...

inek işte nolcak,sen benim kim olduğumu biliyo musun deseydin.

Adsız dedi ki...

bu sefer sen kazandın.

geri geleceğim.

melontheroad dedi ki...

çok çirkin bir inekmiş bu ya...

Herbert dedi ki...

hahhahahaha