3 Eylül 2007 Pazartesi

Serviiise, serviiise!

Okula tam kadro gittik bugün. Herkes birbirini ilk olarak serviste gördü. Şoför abimizin bizi gördüğüne gerçekten sevindiği gözlerinden anlaşılıyordu: “Hoş gelmişsiniz hocalar, naasılsınız?” “İyiyiz abi, sen nasılsın?” “Biz de iyiyiz vallah, çok şükür.”

Yolda yine birimizi almak için duran servisimize halktan insanlar dolmuş sanıp binmek için yanaştı ve şoförümüz her zamanki gibi “serviiise, serviiiise” diye bağırdı. Servise, servisin Kürtçe’si. Özlemişim. İstemsiz gülümsedim.

Okula ulaştığımızda kötü bir manzarayla karşılaşmaktan korkarak kapıyı açtık ama her şey yerli yerindeydi. Okulumuz pek kirlenmemişti bile. -Yine de dersler tam başlamadan okulun temizliği bizi bekler.- Öğretmenler odasını havalandırmak ilk işimiz oldu. Sonra da kanepelere yerleşip başladık yaz tatilinden konuşmaya. Arada birinci sınıfa öğrenci yazdırmaya gelenler oldu, onlarla ilgilendik. Sonra ağanın kardeşi bizi çağırmış, onun evine çay içmeye gittik. Oradan da servisle tekrar evlere dağıldık.

Hiç yorum yok: